Süleymaniye Külliyesi, 1550-1557
Osmanlı Devleti’nin en parlak döneminin,
en güçlü hükümdarının ve en iyi mimarının ortaya koyduğu bir simge yapıdır.
Yapımında Hassa Mimarlar Ocağı’nın elemanları, acemioğlanlar, öteki kapıkulu ocakları mensupları
ile ülkenin her yanından ücretli ustalar, işçiler ve forsalar çalıştı. Yaz aylarında çalışan işçi sayısı günlük ortalama 2000’di. Caminin açılışını Kanuni Sultan Süleyman’ın isteği üzerine Mimar Sinan yaptı.
Külliye, bugünkü İstanbul Üniversitesi’nin yerinde bulunan ve İstanbul’daki
ilk Osmanlı sarayı olan Eski Saray’ın bahçesinde ayrılan
yere inşa edilmiştir.
Külliye 15 bölümden oluşur;
Süleymaniye Külliyesindeki
en göz alıcı mekân kuşkusuz Süleymaniye Camii’dir.
Cami Mimar Sinan’ın diğer eserleri gibi sadelikten taviz vermeyen; ama sadeliği ihtişama
dönüştürebilmiş mabetlerdendir. Süslemeler ve bezemeler daha çok kitabeler için kullanılmış
olsa da mimari geometri başlı başına bir estetik
harikası olmayı başarmıştır.
Diğer Yapılar;
Külliye’nin merkezini cami
yere inşa edilmiştir.
Külliye 15 bölümden oluşur;
Süleymaniye Külliyesindeki
en göz alıcı mekân kuşkusuz Süleymaniye Camii’dir.
Cami Mimar Sinan’ın diğer eserleri gibi sadelikten taviz vermeyen; ama sadeliği ihtişama
dönüştürebilmiş mabetlerdendir. Süslemeler ve bezemeler daha çok kitabeler için kullanılmış
olsa da mimari geometri başlı başına bir estetik
harikası olmayı başarmıştır.
Diğer Yapılar;
olarak kabul ettiğimiz zaman, diğer yapıların
bu merkezin etrafında şekillendiğini görülür. Külliye’nin Tıp Medresesi
ile birlikte toplam altı medresesi vardır. Bu Medreselerden, Cami’nin Beyazıt yönündeki Evvel
ve Sani Medresesi, bugün Süleymaniye Kütüphanesi olarak kullanılıyor. Bu iki medresenin yanındaki
Tıp Medresesi’nin bir bölümü yol çalışmalarında yıkılmış, kalan kısım da hastaneye
dönüştürülmüştür. Tıp Medresesi’nin sağına ve cami bahçesinin çaprazına
düşen yapıysa, Osmanlı Dönemi’nde akıl hastanesi olarak kullanılan
Bimarhane’dir. Külliye’nin kuzeybatısına düşen yolda ve
cami bahçesinin karşısında Külliye yemekhanesi
Darüzziyafe ve Külliye misafirhanesi olan
Bu yolun
bitiminden sağa dönüşte
göze çarpan üçgensi ve mütevazı türbe
Mimar Sinan’a aittir. Cami duvarının yüksek kaldığı
bu yolun yüz metre kadar ilersinde Salis ve Rabi medreseleri ve
Rabi Medresesi’nin sağındaki ara yoldaysa Külliye Hamamı görülür.
Külliyede bulunan son Medrese de bu yolun az ilersinde bulunan Darülhadis Medresesidir.
Külliye’de biri Kanuni Sultan Süleyman’a diğeri de Kanuni’nin eşi Hürrem Sultan’a
ait olmak üzere iki türbe vardır, bu türbeler sekizgen plan üzerine
kubbeli olarak inşa edilmiştir. Türbelerde
kullanılan bitkisel motifli çiniler
sanatsal niteliğe sahiptir.
Hürrem Sultan Türbesi
Süleymaniye Cami'nin Gizemi;
- Camide bir is odası bulunmaktadır. Mimar Sinan, döneminin mühendislik harikasıyla yapılan düzenli hava akımı sayesinde burada toplanan is, devlet işlerinde kullanılmak üzere, mürekkeb yapımında kullanılmıştır.
- Bugün 457 yaşındaki eserde depremler dolayı oluşan herhangi bir hasar yoktur. Çünkü Mimar Sinan, yapılarında drenaj adı verilen bir kanalizasyon sistemi de kurmuş tur. Drenaj sistemiyle yapının temellerinin sulardan ve nemden korunarak dayanıklı kalması sağlamıştır. Ayrıca sadece yapının zemine iyice oturmasını beklemek için inşaata uzunca bir süre ara vermiştir.
- Camide örümceklerin ağ örmelerine mani olmak için binanın muhtelif yerlerine deve kuşu yumurtaları asılmıştır.
- Camide büyük kubbenin bir tarafından çıkan hafif bir ses diğer tarafta duyulur. Akustik düşünülerek, bütün kubbeler, çift kubbe şeklinde yapılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder