21 Şubat 2014 Cuma

Klasik ve Pop Müzik Arasındaki Köprü; George Gershwin ve Leonard Bernstein

Batı Yakası Hikayesi Müzikali, 1957

Klasik müzik 
dünyasının caz ve pop tarzlarını 
kucaklamasından sorumlu olan iki bestecinin her 
ikisi de New York Brodway sahnesinin 
kahramanlarıydı.  

George Gershwin, 
komedi, caz, pop şarkıları 
besteleyerek ve satarak bir şarkı yazarı 
olarak işe başladı. 1924'te kardeşi Ira ile bir ekip kurarak 
Lady Be Good! parçasını bestelediler ve devamında yaptıkları bir çok 
eserle en üretken beste ekiplerinden biri oldular. Strike Up The Band ve Porgy 
anda Bess gibi ünlü operalarla birlikte Rhapsody in Blue ve 
F Piano Konçertosu gibi caz ağırlıklı ve renkli piano 
turları da dahil bir çok şöhret kazanmış 
orkestra parçası da yazdı.

George Gershwin, 1898-1937

Leonard Bernstein, 
çocukluk ve gençlik yıllarında 
saygın bir müzik eğitimi almıştır. Çeşitli orkestralar 
için çalıştıktan sonra 11 yıl boyunca New York Filarmoni 
Orkestrası şefliği yaptı. İnkar edilemez şekilde çok yönlü olan Bernstein, 
orkestra şefliği sırasında Rıhtımda, Kasaba, Candide gibi pop esintili ünlü film müzikleri 
ve müzikallere imza atmıştır. Bernstein'ın en ünlü parçası, 1950'lerde 
New York'ta kurgulanan, Shakespeare'in Romeo ve Juliet 
eserinin bir uyarlaması olan Batı Yakası Hikayesi 
adlı Brodway müzikalidir. 

Leonard Bernstein, 1918-1990

Çok genç yaşta
ölen George Gershwin'in eserlerini 
 John ColtraneFrank SinatraBillie HolidayMiles Davis ve 
Herbie Hancock gibi birçok ünlü müzisyen ve vokalist parçalarını seslendirdi. 

 The New York Times 
Leonard Bernstein için Amerikan tarihinin 
fevkalade yetenekli ve en başarılı müzisyenlerinden biriydi 
demiştir. Bernstein 1954 yılından başlayarak ölümüne kadar klasik müzikle 
ilgili sayısız televizyon programına çıkan ve dünya çapında ünlü olmuş ilk orkestra şefidir.




20 Şubat 2014 Perşembe

AVRUPA SANATINDA İSLAM ETKİLERİ - KORDOBA CAMİSİ




İslam kültürü 
Avrupa'ya İspanya ve 
Sicilya'nın alınmasıyla girer. Batı 
dünyasının İslam kültürü ile ilk ilişkileri, 
tarihindeki en büyük bunalımlarından birini yaşadığı 
günlerde başlar. Araplar Kuzey Afrika'dan sonra İspanyayı 
ele geçirirler. Emevi yönetiminde Kordoba'da 755 yılından 1000 yılına 
kadar süren bir halifelik kuruldu ve Avrupa'da ilk Müslüman yapısı Kordoba'da yapıldı.


Kordoba'daki
Büyük Cami dünyanın
en eski ve en büyük camilerindendir.
İnşasına 785 yılında başlanan ve 786'da
tamamlanan yapı ilk olarak 75 m eninde 100 m
boyundaydı. Bunu izleyen yüzyıllarda sık sık büyütülmesine
rağmen ilk baştaki karakterini korur. 1236 yılda katedrale çevrilen yapı
bugün 134 m eninde ve 175 m boyunda içinde 1293 sütun bulunan görkemli bir yapıdı
 Avluyu çevreleyen yüksek duvarlar ve kapılar yıldız biçimindeki tipik
 Berberi motifleri ile süslenmiştir. Her yanı kaplayan
arabesk(İslama özgü geometrik bezeme
 türü) motifler göz kamaştıracak
zenginliktedir.


Bu harika eserdeki 
mimari özellik, kendisinden sonraki
 pek çok esere örnek olmuştur. Birbirini kesen 
ve üst üste binen sağlam kemer dokusu nedeniyle Kordoba'daki 
kubbeler içeriden bakıldığında insanı rahatlatıcı bir etki bırakır. İspanyol-Arap
kültürünün kubbe biçimli konstrüksiyonlara karşı olan bu eğilimini
Toledo'daki yeni camilerde görürüz. Bu kubbe yapısı
 daha sonraları Hıristiyan kiliselerinde de
uygulanmıştır.












18 Şubat 2014 Salı

RAPHAEL




Raphael, 1483-1520

Leonardo da Vinci 
ve Michelangelo ile birlikte 
Raphael, İtalya'daki Yüksek Rönesansın 
en büyük üç sanatçısından biri olarak kabul edilmektedir.

1504'te 
İtalya'nın sanat 
merkezi olan Floransa'ya 
yerleşti. Başlarda Michelangelo ve 
Leonardo da Vinci'nin eserlerine çalışan 
Raphael, tümüyle kendine ait biz tarz bulmak 
üzere her ikisinden belli unsurları alarak birleştirdi.
1508'de Raphael, Papa II. Julius tarafından Papa süit 
odalarının üzerinde çalışmak üzere Roma'ya çağrıldı. Papa'nın 
kütüphanesi olan ilk odada, Raphael dört temel alan 
olarak düşündüğü ilahiyat, felsefe, hukuk ve şiir
üzerine freksler yaptı. Bunların en meşhur
olanı "Atina Okulu"dur. Bu eser 
Platon ve Aristoteles'i 
temsil eder.

Atina Okulu, Scuola di Atene, 1509-1510

"Atina Okulu"da
Platonun parmağı soyut,
ruhani kavramlara olan ilgisini göstermek
üzere yukarı işaret ederken Aristoteles ise somut
cisimlere ve dünyevi işlere yönelik tercihini
göstermek üzere zemini işaret
etmektedir.


Raphael, kısa ama
üretken yaşamının geri kalanında
Roma'da yaşadı. Pek çok ustalık eseri ve
muhteşem resimlerin yanı sıra bir mimar olarak da
ün kazandı. Raphael'in en ünlü eseri "Sistine Madonna" adlı
tablosudur. Bakire Meryem ve çocuğu imgelerinden biri olan resim,
her iki melek figürünün yüzündeki alışılmadık şaşkın ifadelerin nedeni ile
pek çok tartışmaya yol açmıştır. Yapılan araştırmalar, eserin kilisedeki orijinal
yerinin, figürlerin bir çarmıha bakacak şekilde tasarlandığını ortaya çıkartmıştır.

Sistine Madonna, 1513-1514

Raphael'in mimarlık eserlerinden, Chigi Şapeli, Roma


















  

17 Şubat 2014 Pazartesi

MEZOPOTAMYA SANATI - PERSLER



Persepolis, Şiraz, İran

Pers Krallığı, 
MÖ 539 yılında Babil 
İmparatorluğunu yıkan bu krallık 
bağımsız kültürlerin sonuncusudur. Kafkasları 
aşarak gelen Persler bir Hint-Avrupa ulusudur. Krallık 
200 yıl için Batı Asya'nın en büyük gücü olacak kadar büyür. Perslerin 
yayılmasına Yunanistan karşı koyarak Avrupa'ya geçmelerini engellemişlerdir. 

Pers Krallığının kalbi 
Dicle nehrinin doğusunda bulunan 
Elam ülkesidir. Ülkede dinsel mimarlık ve yontu 
bulunmamıştır. Kentlerin etkileyiciliği taştan yapılmış ve görkemli 
bir biçimde süslenmiş kral saraylarının büyüklüğünden gelir. Saraylar, yüksek 
bir alt yapı üstünde kurulmuş ve bu düzlükler dinsel törenler içinde 
kullanılmıştır. Sarayların içinden sütunlu koridorlar 
geçer, büyük ve üstü çok sütunlu bir salon 
olan "apanada" da kralın tahtı 
bulunur. 

Persepolis,"Ölümsüzler Alayı" kabartmaları

Bu döneme 
 ait en ünlü eseri Kral 
Darius'un  sarayının duvarlarında 
bulunan ve "Ölümsüzler Alayı" kabartma frizlerdir. Figürlerdeki 
ölçülü stilizasyon, gerekse bunların sıralanışındaki 
ritm duygusu ilk bu dönemde 
kullanılmıştır.

Pers sanatı 
her zaman bu büyük 
krallığın içindeki çeşitli kültürlerin 
sanatlarının bir birleşimi olmasa bile, yine de onları 
içinde eriten bir pota oluşturur. Palmiye biçimindeki süslemeli 
sütunların yanı sıra Asur sanatının bir devamı olan çökmüş boğa başlıklı 
sütunlara ya da sarayların önünde nöbet tutan insan yüzlü , kanatlı boğalara rastlanır. 
Krallığın zenginliğini gösteren büyük ve görkemli taş ya da tuğla kabartmalar bulunmuştur.

Persepolis'deki Xerxes'in sarayının kapsını bekleyen insan başlı boğalar

Satraplar elinde 
parçalanmış bulunan Pers 
Krallığı MÖ 331 yılında Büyük İskender 
 tarafından yok edildi. Tarihteki bu olayla Mezopotamya 
Sanatı sona erer ve önce Yunan sonra da 
Roma sanatlarının etkisi 
sahneye çıkar.












14 Şubat 2014 Cuma

SİSTİN ŞAPELİ



 Sistin Şapeli, iç mekan görünüşü

Vatikan Sarayı'ndaki
Sistin Şapeli en çok, 1508 ile 1512
yılları arasında Michelangelo'nun resim yaptığı
tavanı ile ünlüdür. Şapelin duvarlarının kaplayan freskler,
Sandro Botticelli, Pietro Perugino, Luca Signorelli ve diğer erken
dönem Rönesans ustaları tarafından yapılmıştır. Resimlerin altındaki alan bir
dönem Raphael tarafından tasarlanan duvar halıları ile kaplıydı.


"Sistin" kelimesi,
tapınağın gerçek sahibi olan
Papa IV.Sixtus'un isminden kaynaklanmaktadır.
Eski Ahit'te anlatılan Süleyman'ın Tapınağı'nın boyutlarına göre,
binanın kendisi 1475 ile 1483 arasında inşa edildi. 1507'de Papa II. Julius,
Michelangelo'ya şapelin duvar ve tavan süslemeleri ile ilgili isteklerini anlattığında sanatçının
bu alanda çok az tecrübesi vardı. Buna rağmen insanoğlunun yaratılışını, düşüşünü
ve kurtuluşunu betimleyen 300'den fazla figürle dolu geniş resimsel
bir plan yaratmayı başardı. Sanatçının şiirleri, iskelenin
tepesinden arkaya doğru yatarak resim
yapmanın zorluğunu
anlatır.

Ademin Yaratılışının Temsili, Michelangelo

Yaratılış'tan dokuz sahne
tavanın merkezine doğru dökülür. İlk
üç resim Yaratılış'a, sonraki üçü Adem ve Havva'nın
hikayesine ve son üçü ise Nuh'un hikayesine adanmıştır. Onların
altında yer alan on altı bacada İsa'nın ataları resmedilmiştir. Michelangelo yeterince
 tecrübe edinene kadar Tanrı'nın temsilini yapmamıştır. Bu nedenle diğer çalışmalarını bitirdikten
sonra kardinaller için ayrılmış kısmın üzerine Tanrı'nın temsil edildiği resmi yapak Papanın siparişini tamamladı.



Sistin Şapeli; (LatinceSacellum Sixtinum; İtalyancaCappella Sistina)

13 Şubat 2014 Perşembe

10 SORUDA ÇAĞDAŞ SANAT





Michelangelo Pistoletto, Paçavraların Venüsü(Yerleştirme), 1967

1. Sanat alanında 'çağdaş' kelimesi ne anlama geliyor?
    Türk Dil Kurumu'na göre çağdaş kelimesinin iki ayrı 
    karşılığı var; "Aynı çağda yaşayan, çağcıl, asri, muasır" 
    diğeri "Bulunulan çağın anlayışına, şartlarına uygun olan"
    Sanat alanında ise çağdaş kelimesi, geleneksel ve modern 
    sanata tepki olarak şekillenen bir ifade biçimini içeriyor.

2. Sanat tarihinde çağdaş sanat hangi döneme tarihlendiriliyor?
    İkinci Dünya Savaşı sonrasında Amerika'da ortaya çıkan 
    'Soyut Dışavurumculuk' akımına ve Avrupa'da yaygın olan
     soyut resim anlayışına karşı 1950'li yıllarda iki kıtada da 
     tepki olarak çeşitli hareketler belirdi. Avrupa'da ve Amerika'da 
     'Yeni Gerçekçilik' ve 'Pop Sanat' ile birlikte çağdaş sanat 
     dönemi başladı.

3. Çağdaş sanat hangi akımları, hareketleri içeriyor?
    Çağdaş sanat, Popart, Yeni Gerçekçilik, Minimalizm, 
    Hipergerçekçilik, Kavramsal Sanat, çerçevesi içinde
    Performans Sanatı, Video Sanatı, Fluxus, Yoksul Sanat,
    Vücut Sanatı, Sitüasyonizm, Yerleştirme gibi akımları ve 
    türleri  içeriyor.

George Maciunas, Fluxus Kutusu


4. Çağdaş sanatta izleyicinin rolü ne?
    Geleneksel anlamda sanat anlayışından farklı olarak
    çağdaş sanat, izleyicisine karşı beklenti içinde olur. 
    Sanatın anlamlandırılmasında hatta yeri geldiğinde 
    üretim sürecinde izleyicinin katılımı oldukça önemlidir.

5. Çağdaş sanatta hangi ifade biçimleri var?
    Eski sanat anlayışından farklı olarak çağdaş sanatta 
    herhangi bir tür veya malzeme sınırlaması yoktur. Kolaj,
    yerleştirme video kaydı gibi tekniklerin kullanıldığı 
    çağdaş sanatta, her türlü malzeme, sanat üretiminde
    kullanılıyor.

6. Çağdaş sanatta neden eserden ziyade iş kelimesi kullanılıyor?
    Eser, anlam bakımından kalıcılık içeren bir kelimedir.
    Oysa çağdaş sanatta üretilen sanatın kalıcı olma kaygısı
    her zaman geçerli değildir. Örneğin Yerleştirme, Performans
    Sanatı veya Süreç Sanatı çerçevesinde üretilen sanat, 
    ilelebet kalıcılık taşımıyor. İş kelimesi Minimalizm akımı 
    çerçevesinde üretilen sanat ile kullanıma girdi.

7. Yerleştirme ne demek?
    Türkçe'de enstalasyon olarak da geçer. Kapalı veya 
    açık hava mekanda, o mekanın özelliklerinden de 
    beslenerek her türlü malzemenin kullanılabildiği üç
    boyutlu düzenlemedir.

Ana Mendieta, Siluet Serisi, 1973-1980
Ruhani ve fiziksel olarak doğa ile olan ilişkisini konu
edindiği bu işinde sanatçı kumun, çamurun, taşın vs. içinde 
kendi vücudunun izlerini bıraktı ve bunları fotoğrafladı.
Performans ve Fotoğraf''ın birlikte kullanıldığı işlerin
önemli bir örneği.

8. Fotoğrafın çağdaş sanattaki yeri nedir?
    Fotoğraf, çağdaş sanat içinde başlı başına bir ifade
    biçimi olmakla birlikte, kalıcı olma kaygısı gütmeyen
    Performans Sanatı, Yerleştirme ve Süreç Sanatı gibi 
    türlerin belgelendirilmesinde çok önemli görev üstlenmektedir.

9. Küratörün görevi nedir?
    Bir serginin çerçevesini belirler. Sanatçıları ve 
    işlerini seçer, serginin mekan kuruluşunda belirleyici
    olur ve serginin çerçevesi bağlamında kavramsal
    açıklamalar yapar, metinler üretir.

10. Bienalin anlamı nedir?
     Kelime olarak 'iki yılda bir' anlamına geliyor. Yani
     Bienaller iki yılda bir gerçekleşen ve iki üç ay gibi 
     uzun süren sergilerdir. 1980'li yılların sonlarından 
     itibaren çağdaş sanat alanının en etkili organizasyonları
     oldular. Bunun haricinde Sanat Fuar'ları her yıl 4-5 günlük
     gibi kısa süreli sergilerde mevcuttur.

"Anne Ben Barbar mıyım?" başlıklı 13. İstanbul Bienali
kapsamında yapılan Yerleştirme ve Video Sanatı ile
yapılan işler. 







     
    

12 Şubat 2014 Çarşamba

SON AKŞAM YEMEĞİ




Leonardo da Vinci, 
hamisi Ludovico Sforza için 
1495 ile 1498 yılları arasında yaptı 
"Son Akşam Yemeği" adlı freski. Milano, 
Santa Maria dele Grazie'deki keşişlerin yemekhanesinin 
kuzey duvarında konumlanmış olan eser, Batı 
tarihinde İncil'de geçen bir konunun 
en ünlü tasvirlerinden 
biridir.

Leonardo da Vinci, 1452-1519

Son akşam Yemeği, 
Yahuda tarafından Romalılar'a 
jurnallenmeden hemen önce, on iki havarisi 
ile Paskalya yemeğini kutlayan İsa'yı betimler. Hristiyan 
teolojisine göre bu olay, masadaki ekmek ve şarabın İsa'nın etine 
ve kanına dönüştüğü yemek olarak Komünyon'un ilk kutlamasını oluşturdu. 

Son Akşam Yemeği, 1495 - 1498

Tüm figürler, resmin 
önünde yemekhanede yemeklerini 
yiyen rahiplerle, kutsal olayı birbirinden ayıran bir 
çeşit engel vazifesi gören masanın bir tarafında düzenlenir. Soldan 
sağa havariler Bartholomew, Küçük James, Adrew, Peter, Yahuda ve John 
görünürler. İsa tam ortadadır. Devamında Thomas, Büyük James, 
Philip, Matthew, Thaddeus ve 
Simon gelir.

Rönesans'ın en ünlü 
İtalyan sanatçılarının biyografilerini 
yazan XVI. yy. yazarı Giorgio Vasari'ye göre, 
da Vinci'nin freski, İsa'nın, "İçinizden biri bana ihanet edecek." 
(Matthew 26:21), dediği anı yakalar. Havariler böylece O'nun sözlerine 
karşı, her biri farklı bir duyguyu - inkar, şüphe, kin, inançsızlık veya sevgi - yansıtan 
ifadeleriyle gösterilir. İncil'den konuyla ilgi diğer parça, İsa'nın, "Bana ihanet edenin eli masada 
benimle." dediği Luka 22:21'dir. Da Vinci'nin resminde, masada eli İsa'nın elinin yanında duran kişi Yahuda'dır.

Santa Maria dele Grazie, Milano

Duvar resmi, 
yapılmasından kısa süre 
sonra bozulmaya başlamıştır. Zahmetli 
bir hassasiyetle çalışan Leonardo da Vinci geleneksel 
fresk teknikleri kullanmamıştı çünkü ressamların büyük bir hızla 
çalışmaları gerekiyordu. Bunun yerine yüksek oranda kalıcı olmadığı bilinen 
yağ ve zamk bazlı boyaları denedi. Birkaç yıl içinde çatlaklar ve küf oluşmaya başlamıştı. 
 1652'de, duvarda İsa'nın ayaklarının göründüğü bölümü yok eden bir kapı yapıldı. Ayrıca II. Dünya Savaşı sırasında yemekhaneye oldukça zarar veren bir bomba isabet etti. 1978 yılında İtalyan 
hükumeti tarafından büyük bir  restorasyon hareketi başlatıldı. Restorasyon 
çalışmaları yaklaşık yirmi yıl sürdü ve 1999 yılında 
Santa Maria dele Grazie yeniden 
ziyarete açıldı. 


Son Akşam Yemeği ya da Son Yemek (İngilizce: The Last Supper, İtalyanca: Il Cenacolo or L'Ultima Cena)